Türkiye’de uzmanlar, çocuk ve gençlerin gün geçtikçe daha da mutsuzlaştığına dikkat çekti. PISA, TÜİK ve FES verileri, Türkiye’de gençlerin yaşam memnuniyetinin düştüğünü, gelecek kaygısının arttığını ve depresif belirtilerin yükseldiğini gösteriyor.
VAN HABER – Türkiye’de çocuklar ve gençlerin mutsuzluğu giderek daha görünür hale geliyor. Uluslararası ve ulusal araştırmalar, gençlerin hem yaşam memnuniyetinin düştüğünü hem de gelecek kaygısının arttığını ortaya koyuyor.
Öğrenci Yaşam Memnuniyeti Çok Düşük
OECD’nin PISA 2022 verilerine göre Türkiye’de 15 yaş grubundaki öğrencilerin %44’ü hayatından memnun değil. Bu oran 2018’de %34 seviyesindeydi; yani son dört yılda kötüleşmede ciddi bir yükselme var. Uluslararası karşılaştırmalarda Türkiye, öğrenci yaşam memnuniyetinde en alt sıralarda yer alıyor.
Genel Mutluluk Düşüyor
TÜİK’in 2024 Yaşam Memnuniyeti Araştırması’na göre kendini “mutsuz” hissedenlerin oranı %14,5’e yükseldi. Gençlerin kişisel ve ülke geleceğine dair kaygıları da bu tabloyu güçlendiriyor. FES Youth Study Türkiye 2024 raporu, gençlerin hem kişisel hem toplumsal gelecek kaygısının yüksek olduğunu ve yaşam memnuniyetlerinin en düşük seviyelerde olduğunu ortaya koyuyor.
Türkiye’de Gençlerin Mutsuzluklarının Başlıca Nedenler
Ekonomik Baskı ve İşsizlik
Genç işsizlik 2024’te %16,3, kadınlarda daha yüksek. AB ve OECD verileri, Türkiye’de eğitimde ve işte olmayan genç (NEET) nüfus oranının %25–31 bandında olduğunu gösteriyor. İş ve eğitimden kopuş, gençlerin umutsuzluk ve düşük özsaygı yaşamasına yol açıyor.
Eğitimde Baskı ve Okul İklimi
Sınav rekabeti ve sosyo-ekonomik eşitsizlikler, öğrencilerin okulda aidiyet ve güven duygusunu zayıflatıyor. PISA verileri, öğrencilerin akademik başarıları ilerlese de yaşam memnuniyeti ve güven algısının düşük olduğunu ortaya koyuyor.
Deprem Travması ve Afetlerin Uzayan Etkisi
6 Şubat 2023 depremleri, özellikle afet bölgelerindeki çocuk ve gençlerde travma, kaygı ve uyku sorunlarına yol açtı. Bu etkiler sadece deprem bölgesiyle sınırlı kalmayıp büyük şehirlerdeki gençlere de yansıyor; psikolojik etkiler aylar ve yıllar boyunca sürebiliyor.
Dijital Yük ve Sosyal Medya
6–15 yaş grubundaki çocukların %91,3’ü internet, %66,1’i sosyal medya kullanıyor. Aşırı kullanım, kaygı, uyku bozukluğu ve benlik algısında olumsuz etkilere neden oluyor. Dijital kullanımın faydaları olsa da “doz” ve “içerik” kritik önemde.
Üniversiteli Gençlerde Stres ve Depresif Belirtiler
Araştırmalar, üniversite öğrencilerinin %84’ünde yüksek stres, %55’inde depresif belirti bulunduğunu gösteriyor. Ortaokul ve lise düzeyinde de benzer yükselen depresif belirti oranları dikkat çekiyor.
Psikososyal Destek ve Hizmetlere Erişim Eşitsizliği
UNICEF ve WHO raporları, çocuk ve ergen ruh sağlığında erken müdahale ve okul temelli desteklerin önemini vurguluyor. Türkiye’de sahadaki kapasite eksiklikleri ve bölgesel eşitsizlikler, gençlerin yaşadığı yükü artırıyor.
Toplumsal Kutuplaşma ve Güven Eksikliği
Gençlerin adalet ve topluma güven algısının zayıflaması, aidiyet ve gelecek beklentilerini olumsuz etkiliyor. 2024 gençlik araştırmaları, bu tabloyu net biçimde ortaya koyuyor.
Uzmanlar Çözüm Odakları Neleri Öneriyor?
Okul Temelli Ruh Sağlığı Programları: Psikolojik danışman kapasitesinin artırılması, tarama ve erken yönlendirme programları, grup çalışmaları.
NEET’i Azaltacak Programlar: Beceri geliştirme, staj ve çıraklık ağları, kadın gençlere özel destek paketleri, yerel STK ve özel sektör ortaklıkları.
Travma Odaklı Destek: Deprem, göç ve afet bölgelerindeki çocuk ve gençlere uzun süreli psikososyal destek; aile ve öğretmen eğitimleri.
Dijital Okuryazarlık ve Ekran Hijyeni: Okul ve veli eğitimleri, platform kullanım rehberleri, siber zorbalıkla mücadele, içerik yönetimi.
Genç Katılımı ve Güvenin Artırılması: Öğrenci meclisleri, gençlik konseyleri ve mikro-hibe programları ile gençlerin karar süreçlerine dahil edilmesi.