İpekyolu Belediye Meclisi’nin Ekim Ayı 14. Toplantısına katılan Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Abdullah Zeydan ve Neslihan Şedal, Rojin Kabaiş cinayeti ve kayyum atamalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
İpekyolu Belediye Meclisi Ekim Ayı 14. Toplantısı, Eşbaşkan Canan Uzunay’ın başkanlığında yapıldı. Meclis toplantısına kayyum atanan Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Neslihan Şedal, Abdullah Zeydan, İpekyolu Eşbaşkanları Canan Uzunay, Tahir Şapkacı, Büyükşehir Belediye Meclisi Eş Sözcüsü Leyla Çelik ile belediye meclis üyeleri katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan İpekyolu Belediye Eşbaşkanı Canan Uzunay, “Sevgili Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanlarımız Sayın Şedal ve Sayın Zeydan burada. Onları burada görmek bize güç ve moral oldu. Şimdi sözü onlara bırakıyorum.” ifadelerini kullandı.
Kayyum atanan Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Neslihan Şedal, “Başta Büyükşehir Belediyesi eşbaşkanları olarak sevgili eşbaşkanlarımız Canan Uzunay ve Tahir Şapkacı şahsında belediye meclis üyelerimizi ve belediye emekçilerimizi sevgiyle selamlıyorum.” diyerek konuşmasına başladı.
“Her ne kadar irademiz gasp edilmişse de halkımıza hizmet etmeye devam edeceğiz.” diyen Şedal, şöyle devam etti:
“Bugün bir kez daha İpekyolu Belediyesi’nin yanında olduğumuzu göstermek için buradayız. Bu kadar kayyum tahribatına, ekonomik ambargoya, mali baskıya ve saldırı furyasına rağmen arkadaşlarımızın çalışmaları çok kıymetlidir. Burada halkçı, toplumcu, şeffaf, demokratik ve katılımcı belediyecilik faaliyeti yürütme noktasında çabalarının ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha ifade etmek için buradayız. Halkın sorunlarını çözmek için ellerinden geleni yaptıklarını yakından takip ediyoruz. Bütün çalışmalar kıymetlidir ama daha kapsamlı çalışmalar için halkın iradesine saygı duyulması gerekir. Halkın iradesinin tecelli ettiği yerde halka nasıl hizmet yapıldığını bir yıl boyunca göstermiştik. Hazmedilemeyen de buydu. Her ne kadar irade gaspı olmuşsa da yine halkımıza hizmet edeceğiz.”
İçinde bulunduğumuz sürecin evrilmesi için mücadelenin sürdüğünü kaydeden Şedal, “Demokratik toplum süreciyle beraber siyaset başka bir noktaya evrildi. Halkın iradesine saygı duyulması gerektiğinin artık başkaları tarafından da ifade edildiği bir sürece girdik. Kadın cinayetlerinin ve diğer sorunların çözümü için hepimizin ihtiyacının barış olduğunu bir kez daha belirtmek istiyoruz. En nihayetinde barışa, adalete, demokrasiye hizmet eden bir meclis anlayışımız var. Herkes barışa sımsıkı sarılsın; demokratik toplumu hep birlikte inşa edeceğiz.” dedi.
Abdullah Zeydan: “Bir irade gaspı ile karşı karşıya kaldık”
Kayyum atanan Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan ise yaklaşık 8 ay önce bir irade gaspıyla karşı karşıya kaldıklarını belirterek şunları söyledi:
“Bir dönem millet iradesini dilinden düşürmeyen bir hükümetin, bugün halk iradesini gasp ettiğini görüyoruz. Bu gaspın ne demokrasiye, ne halka, ne de yapanlara bir faydası olduğunu gördük. Aksine bunu yapanlar, sandıkta bunun bedelini ödedi. Meclisler halkın en önemli demokratik organlarıdır, halkın iradesi buradadır. Ancak 8 aydır Büyükşehir Meclisi’ni toplayamıyoruz. Bu, sadece DEM Parti seçilmişlerine değil; diğer partilerden seçilmiş meclis üyelerine de saygısızlıktır.”
Zeydan konuşmasında ayrıca şu ifadelere yer verdi:
“Şimdi bir süreçten geçiyoruz. Sayın Öcalan’ın barış ve demokratik toplum çağrısı çok kıymetli ve değerlidir. Sayın Bahçeli ve Sayın Erdoğan’ın bu süreci sahiplenen tutumu, Türkiye halklarına ve Ortadoğu halklarına kaybettiren savaş sürecinin demokrasi ve diyalog sürecine evrilmesi açısından çok kıymetlidir. Biz de ilk günden itibaren bu süreci sahiplendik. Newrozlarda, 8 Martlarda halkımız büyük bir duyarlılıkla bu süreci sahiplendi. Bu desteği büyütecek somut adımların atılmasını temenni ediyoruz. Bu sürece olan destek ve güven daha da büyüyecektir.
“Toplumun ihtiyacı barış, diyalog ve müzakeredir”
Türkiye toplumunun ihtiyacının çatışma ve savaş değil; barış, diyalog, müzakere ve demokrasi olduğunu vurgulayan Zeydan şöyle devam etti:
“Süreci desteklerken kayyum gasplarına karşı, halkın iradesine ve demokrasiye yönelik saldırıların karşısındayız. Halkımızın hakkını ve hukukunu savunacağız. Kayyumlar, kadın kazanımlarına yönelik saldırılar içindedir. Kayyum, tekçi ve eril sistemin temsilciliği demektir. Bin yıllardır toplumu dışına itmeye çalışan bu zihniyete karşı, 50 yıldır kadın kurtuluş mücadelesinin ve Kürt özgürlük mücadelesinin büyük emekleriyle bugün kadınlar, toplumu yöneten ve toplumun asli unsurları olan bir iradedir. Bu yüzden kayyumlar ilk olarak kadın kazanımlarına saldırıyor.
“Kayyum aklı Rojin cinayetini örtbas etmek istedi”
Şiddete uğrayan kadınlar için Van Barosu ile yapılan protokolün kayyum tarafından iptal edildiğini hatırlatan Zeydan, şöyle konuştu:
“Amacımız kadınların avukata kolay erişimini sağlamaktı. Bu protokolün iptali, kadına yönelik şiddeti teşvik etmek anlamına geliyor. Üniversiteye okumaya gelen bir genç kızın katledilmesi ve kayyum aklının bunu ilk günden itibaren intihar olarak lanse etmeye çalıştığı bir pratikle karşılaştık. Rojin’in ailesi ve kadın mücadelesi sayesinde bunun bir intihar değil, cinayet olduğu; Adli Tıp Kurumu raporlarıyla somutlaşmıştır. Gizlilik kararı, bazı şeylerin üstünün örtüleceğinin işaretiydi. İlk günden beri bu kararın yanlış olduğunu ifade ettik. Şimdi Adli Tıp raporları açıklandı ve Rojin’in vücudunda iki erkeğe ait DNA tespit edildi. Birilerini kayırma ve cezasızlık politikası uygulanıyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. İlk günden itibaren hukukun ve yargının işlemesini istedik ve diledik. Bundan sonra da bu süreci takip edeceğiz. Adalet yerini bulana kadar bu mücadelemiz sürecek.”
“İpekyolu Belediyesi mali ambargoya rağmen halka hizmet ediyor”
Zeydan sözlerini şöyle sürdürdü:
“İpekyolu birçok sıkıntıyla karşı karşıya. Mali bir kıskaç var. Buna rağmen eşbaşkanlarımızın, belediye meclis üyelerimizin ve emekçilerimizin büyük bir gayretle İpekyolu halkına hizmet ettiğini görüyoruz. Halkın bunu görmesi çok önemlidir. Eşbaşkanlarımız ve meclis üyelerimiz ellerinden gelenin en iyisini yapıyor. Bu mali kıskaç olmasaydı çok daha büyük hizmetler yapılabilirdi. Sürecin hedefine ulaşması ve kayyum ile hak gasplarının son bulması gerekiyor. Halkın iradesi yeniden halka teslim edilmelidir.”
“Siyasetçilerin hesaplaşma yeri adliye koridorları değil, sandıktır. Bütün dünya bizim nasıl ceza aldığımızı biliyor. AİHM’in verdiği ihlal kararları var. Keyfi uygulamalarla, siyasi iktidarın talimatlarıyla tutuklandığımıza AİHM hükmetmiştir. Beraat etmemiz ve dosyalarımızın düşmesi gerekir. Temennimiz, Türkiye’nin normalleşmesi ve demokrasi ile adaletin tesis edilmesidir. Bu hepimize kazandıracaktır. Bu halka bir borcumuz var ve 24 saat çalışsak dahi halkın emeği karşısında eksik kalacağımızı biliyoruz. Eşbaşkanlarımıza ve belediye üyelerimize teşekkür ediyoruz.”
İpekyolu Belediye Meclis Toplantısı ardında diğer gündem maddelerinin görüşülmesi ile son buldu.
Fesih TORAN/VanHaber.tr
