1. Haberler
  2. Güncel
  3. Hindistan-Pakistan Savaşının Merkezinde Yer Alan Keşmir Halkının Etnik Kimliği Nedir, Hangi Devlet Daha Güçlü?

Hindistan-Pakistan Savaşının Merkezinde Yer Alan Keşmir Halkının Etnik Kimliği Nedir, Hangi Devlet Daha Güçlü?

featured

Hindistan ve Pakistan arasında savaş nedeni olmaya doğru giden Keşmir ülkesinin etnik kökeni merak edilirken, hangi ülkenin hem silahlı kuvvet hem de ekonomi ve üretim bakımından daha güçlü olduğu da merak edilen konular arasında yer alıyor. Keşmir Ülkesinin bağımsızlığını kazanması durumunda bunun dünya ve bölge üzerindeki etkileri ne olur? Hangi ülkeyi, hangi süper güçler destekliyor?

MUHİTTİN BOTAN

VAN HABER – Hindistan ve Pakistan arasındaki ‘Düşmanlığın’ kökeni geçmişe dayanır. 1947 yılında Hindistan’da, İngiliz sömürgesinin bitmesi ile birlikte Hindistan bölünür ve Pakistan bir devlet olarak tarih sahnesine çıkar. Pakistan’ın ayrı bir devlet olarak ortaya çıkması tarihsel çelişkilerin bir kısmını oluştururken, ayrılma ile birlekte Keşmir Sorunu da baş göstermeye başladı.

Son dönemde, özellikle 22 Nisan 2025’te Hindistan kontrolündeki Cammu Keşmir’in Pahalgam bölgesinde düzenlenen ve 26 kişinin öldüğü terör saldırısı, gerilimi yeniden tırmandırdı. Hindistan, saldırıyı Pakistan merkezli The Resistance Front (TRF) örgütünün gerçekleştirdiğini ve Pakistan’ın terörü desteklediğini iddia etti. Pakistan ise bu iddiaları reddederek saldırının bir “Sahte Bayrak Operasyonu” olabileceğini savundu. (Sahte Bayrak Operasyonu (False Flag Operation), bir kişi, grup veya devletin, kendi eylemlerini başka bir tarafa atfetmek için kasıtlı olarak yanlış bir izlenim yaratması veya suçun başkası tarafından işlenmiş gibi gösterilmesi anlamına gelir. Bu tür operasyonlar genellikle siyasi, askeri veya psikolojik amaçlarla kullanılır. Örneğin, bir ülke kendi topraklarında bir saldırı düzenleyebilir ve bunu düşman bir grup veya devlet yapmış gibi göstererek kamuoyunu manipüle edebilir, savaş başlatabilir veya iç politikada destek toplayabilir.)

Hindistan’ın 6 Mayıs 2025’te başlattığı “Sindoor Operasyonu” ile Pakistan’daki dokuz noktaya füze saldırısı düzenlemesi ile gerilimi sıcak çatışma aşamasına getirdi.

Hemen her kes iki ülke arasında savaşın başlayıp başlamayacağı, ülkelerin birbirlerine karşı nükleer silah kullanıp kullanmayacağını merak ediyor.

Hindistan ve Pakistan Arasındaki Çatışma ve Gerilimin Temel Nedenlerini Maddeler Halinde Sıralayacak Olursak…

  1. Keşmir Sorunu: Keşmir, 1947’de Müslüman çoğunluklu bir prenslik olmasına rağmen Hindu yöneticisi Maharaja Hari Singh’in Hindistan’la birleşme kararı almasıyla iki ülke arasında paylaşılmamış bir mesele olarak kaldı. Müslüman halkın Pakistan’a katılma talepleri dikkate alınmadı, bu da çatışmaları körükledi. Bölge, Hindistan’ın kontrolünde Cammu Keşmir ve Pakistan’ın kontrolünde Azad Keşmir olarak bölündü, ancak her iki ülke tüm bölge üzerinde hak iddia ediyor.
  2. Nükleer Caydırıcılık ve Askeri Rekabet: Her iki ülkenin 1990’larda nükleer güç haline gelmesi, gerilimi daha tehlikeli bir boyuta taşıdı. Pakistan’ın ‘Tam Spektrumlu Caydırıcılık’ politikası, Hindistan’ın konvansiyonel üstünlüğüne karşı nükleer silahları ilk kullanma seçeneğini açık tutuyor.
  3. Siyasi ve İdeolojik Çatışmalar: Hindistan’da Hindu milliyetçiliğinin yükselişi (özellikle BJP hükümeti altında) ve Pakistan’ın Müslüman kimliğine dayalı politikaları, iki ülkeyi ideolojik olarak da karşı karşıya getiriyor. Hindistan’ın 2019’da Cammu Keşmir’in özel statüsünü kaldıran 370. maddeyi iptal etmesi, Müslüman halkın özerklik taleplerini bastırmaya yönelik bir adım olarak görüldü.
  4. Bölgesel ve Küresel Aktörlerin Rolü: Çin’in, Pakistan’la stratejik ortaklığı (özellikle Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru) ve Hindistan ile rekabeti, gerilimi artırıyor. ABD ve Rusya gibi küresel güçlerin bölgedeki çıkarları da çatışmayı dolaylı olarak etkiliyor.

Hindistan ve Pakistan Arasındaki Gerilimde Uluslararası küresel Güçlerin Rolü Nedir?

Yeni Dünya Düzeni ve Küreselleşme ile neredeyse tüm ülkelere müdahaleyi esas alan yaklaşımın, Hindistan-Pakistan arasında boy veren gerilimde rolünün olup olmadığı konusunu da gündeme getirdi. İki ülkeye bakıldığında, destekleyenler ve karşı çıkanlar incelendiğinde, küresel bir paylaşımın merkezinde yer aldıkları görülür.

Küresel sistemin dönüşümü, özellikle Soğuk Savaş sonrası çok kutuplu dünyaya geçiş, Hindistan-Pakistan gerilimini etkiliyor. Çin’in yükselişi ve ABD’nin Güney Asya’daki nüfuz mücadelesi, bölgesel dengeleri karmaşıklaştırıyor. Çin’in Pakistan’ı desteklemesi, Hindistan’ı ABD ve Batı’yla daha yakın bir ittifaka iterken, bu durum Keşmir Sorunu’nu küresel bir jeopolitik çekişmenin parçası haline getiriyor. Ayrıca, küresel sistemdeki ekonomik rekabet ve enerji kaynaklarına erişim mücadelesi, Keşmir’in stratejik önemini artırıyor. Nitekim gelecekte enerji kadar, suyun da çatışma ve savaşların temel nedenleri arasında yer alabileceği hesaba katıldığında, Keşmir ülkesinin önemi daha bir anlaşılır hale gelir. Nedeni ise Keşmir ülkesinin su kaynakları ve stratejik önemde olan coğrafik konumu ile öne çıktığı görülecektir.

Hindistan ve Pakistan Arasındaki Olası Savaş Bölgesel ve Küresel Düzeyde Nasıl Bir Etki Yaratır?

İki ülke arasında olabilecek sıcak çatışmaların bölgesel ve küresel düzeyde etkilerinin ne olabileceğine ilişkin de değerlendirmeler yapılıyor.

Her şeyden evvel şunu belirtelim; iki ülke arasında gelişebilecek bir savaş sadece iki ülkeyi alakadar edebilecek bir savaş olmaktan öte, tüm bölgeyi ve küresel düzeyde etkileri olabilecek bir savaş niteliğinde olur. Bilhassa nükleer silahların kullanılması durumunda gezegen açısından vahim sonuçlar doğuracaktır. Bundan dolayı iki ülke arasında patlak verebilecek bir savaş sadece iki ülkeyi ilgilendirmeyecektir.

Hindistan-Pakistan Arasında Şiddetlenecek Bir Savaşın Sonuçları Neler Olabilir?

  1. İnsani Kriz: Keşmir’de bir savaş, sivil kayıplar, kitlesel göçler ve insani krizlere yol açabilir. Bölgedeki Müslüman nüfus, özellikle Hindistan kontrolündeki alanlarda, katliam riskiyle karşı karşıya kalabilir.
  2. Afganistan ve Orta Asya’da İstikrarsızlık: Savaş, Afganistan’daki kırılgan durumu daha da kötüleştirebilir ve Taliban gibi grupların güç kazanmasına zemin hazırlayabilir. Orta Asya’daki enerji ve ticaret yolları da olumsuz etkilenebilir.
  3. Çin-Hindistan Gerilimi: Çin’in Pakistan’ı desteklemesi, Hindistan-Çin sınır anlaşmazlıklarını alevlendirebilir. Bu, bölgedeki güç dengesini değiştirebilir.

Küresel Sonuçları Neler Olabilir?

  1. Nükleer Savaş Riski: Her iki ülkenin nükleer cephaneliği, yanlış bir hesaplamayla nükleer bir çatışmayı tetikleyebilir. Bu, küresel çapta yıkıcı sonuçlar doğurur; milyonlarca ölüm, çevre felaketi ve ekonomik çöküş bunlardan sadece birkaç tanesidir.
  2. Ekonomik Etkiler: Hindistan ve Pakistan, küresel ekonomide önemli oyuncular. Savaş, enerji fiyatlarını, ticaret yollarını ve Güney Asya’daki yatırımları olumsuz etkileyebilir. Sadece kendileri değil en az dünyanın yarısını istikrarsızlığa sürükleyebilir.
  3. Küresel Güç Dengesi: Savaş, ABD, Çin ve Rusya gibi güçlerin bölgedeki pozisyonlarını yeniden değerlendirmesine neden olabilir.

Çin’in Pakistan’ı desteklemesi, ABD-Hindistan ittifakını güçlendirebilir ve yeni bir Soğuk Savaş benzeri kutuplaşma yaratabilir.

  1. Diplomatik Çabalar: BM ve diğer uluslararası aktörler, gerilimi düşürmek için arabuluculuk yapabilir, ancak geçmişte bu tür çabalar genellikle başarısız oldu.

Keşmir Ülkesinde Bulunan Halkın Etnik Kökeni Nedir?

Keşmir, etnik ve dini açıdan karmaşık bir bölgedir. Keşmir halkının etnik kökenine ilişkin farklı değerlendirmeler yapılsa da söz konusu bölge tek etnik yapıdan oluşan bir bölge değildir. Farklı etnik yapıların yaşadığı Keşmir’de yaşayan etnik kimlikler şu şekilde sıralanabilir:

  1. Keşmirliler (Kashmiris): Bölgenin ana etnik grubu. Çoğunluğu Müslüman olan Keşmirliler, Keşmir Vadisi’nde yoğunlaşır. Dil olarak Keşmirce (Koshur) konuşurlar ve Hint-Aryan kökenlidirler. Kültürel olarak, Pers, Orta Asya ve Hint etkilerinin bir karışımını taşırlar.
  2. Dogralar: Cammu bölgesinde yaşayan Hindu çoğunluklu bir etnik grup. Dogra Hanedanlığı, tarihsel olarak bölgenin yönetimini elinde tutuyordu. Kökenleri, Rajputlara dayanır ve Hint-Aryan kökenlidirler.
  3. Gujjarlar ve Bakarwallar: Göçebe Müslüman topluluklar. Dağlık bölgelerde yaşarlar ve farklı bir dil ve kültüre sahiptirler. Kökenleri, Orta Asya’daki Türk-Moğol kökenli topluluklara uzanabilir.
  4. Panditler: Hindu Keşmir Brahminleri. Kültürel olarak Müslüman Keşmirlilere benzerler, ancak dini olarak Hinduizm’i benimserler. 1990’larda ayrılıkçı hareketler nedeniyle çoğu bölgeyi terk etti.
  5. Sihler ve Diğer Azınlıklar: Cammu bölgesinde küçük bir Sih nüfus bulunur. Ayrıca Budist Ladakhlılar, Çin sınırına yakın bölgelerde yaşar.

Keşmir Halkının Dini Kimliklerine İlişkin bilgilere gelince; bölgenin demografik yapısı, 2011 sayımına göre yaklaşık olarak şöyle: Keşmir Vadisi’nde nüfusun %96-98’i Müslüman, Cammu’da %66 Müslüman, %30 Hindu, geri kalanı Sih ve diğerleri. Ladakh’ta Budistler çoğunlukta.

İki Ülke Arasında Savaşa Neden Olan Keşmir’in Bağımsızlığını Kazanmasının Olası Sonuçları Neler Olabilir?

Hindistan ve Pakistan arasında savaş gerekçesi sayılan Keşmir Bölgesinde önemli bir eğilim, hem Hindistan’ı hem de Pakistan’ı reddederek kendilerinin ayrı bir ülke olduklarını, dolayısıyla bağımsız Keşmir’i savunmaktalar. Keşmir’in bağımsızlığını kazanması sorunu çözer mi, çözerse bölgesel ve küresel düzeyde bunun sonuçları neler olabilir?

Bölgesel Sonuçlar Neler Olabilir?

  1. Hindistan ve Pakistan’ın Tepkisi: Her iki ülke, Keşmir’in bağımsızlığını kendi toprak bütünlüklerine tehdit olarak görür. Bu, askeri müdahalelere ve gerilimin artmasına yol açabilir.
  2. Bölgesel İstikrar: Bağımsız bir Keşmir, başlangıçta istikrarsızlık yaratabilir, çünkü etnik ve dini gruplar arasında güç paylaşımı konusunda anlaşmazlıklar çıkabilir. Ancak uzun vadede, tarafsız bir Keşmir, Hindistan-Pakistan gerilimini azaltabilir.
  3. Çin’in Rolü: Çin, Keşmir’in bir kısmını (Aksai Chin) kontrol ediyor ve bağımsız bir Keşmir’in kendi çıkarlarına uygun olup olmadığını değerlendirebilir. Bu, yeni bir bölgesel rekabet yaratabilir.

Küresel Sonuçlar Kimi Nasıl Etkiler?

  1. Kendi Kaderini Tayin Hakkı: Keşmir’in bağımsızlığı, uluslararası hukukta kendi kaderini tayin hakkının uygulanması için bir emsal oluşturabilir. Bu, diğer halklar açısından emsal teşkil edebilir.
  2. Jeopolitik Dengeler: Bağımsız Keşmir, büyük güçlerin (ABD, Çin, Rusya) bölgedeki etkisini artırmak için rekabet edeceği bir alan haline gelebilir. Bu, yeni bir vekalet savaşları merkezi yaratabilir.
  3. Ekonomik Etkiler: Keşmir’in su kaynakları (İndus Nehri havzası) ve turizm potansiyeli, bağımsız bir devlet olarak ekonomik büyüme sağlayabilir, ancak başlangıçta dış yardıma bağımlı olabilir.
  4. Uluslararası Toplumun Tutumu: BM, Keşmir’de 1948’den beri bir referandum yapılmasını öneriyor, ancak Hindistan buna karşı çıkıyor. Bağımsızlığın gerçekleşmesi, uluslararası toplumun desteğiyle mümkün olabilir, ancak bu, Hindistan’la diplomatik gerilim yaratır.

İki Ülkenin Kıyaslanması

Hindistan ve Pakistan hem ekonomik hem üretim hem de askeri ve silahlı güç bakımından karşılaştırıldığında ortaya ilginç bir tablo çıkıyor. Karşılaştırmada Hindistan’ın ezici üstünlüğü gözlerden kaçmazken, olası bir savaşta kazanan kimsenin çıkmayacağı, her ülke açısından olduğu kadar genel olarak bölgesel açıdan da büyük bir yıkıma sebep olabileceği belirtilmektedir.

Birçok başlıkta iki ülkeyi karşılaştıracak olursak…

  • Nüfus ve Demografi

Hindistan: Nüfus yaklaşık 1,44 milyardır. Genç ve büyük bir iş gücü, ancak yüksek nüfus yoğunluğu altyapı ve kaynaklar üzerinde baskı oluşturuyor.

Pakistan: Nüfus yaklaşık 252 milyon. Hindistan’a kıyasla daha küçük bir nüfus, ancak hızlı nüfus artışı ekonomik kalkınma üzerinde yük oluşturuyor.

Üstünlük: Hindistan, daha büyük nüfusu sayesinde iş gücü ve ekonomik potansiyel açısından avantajlı. Ancak bu, kaynak yönetimi açısından zorluklar yaratıyor.

  • Coğrafi ve Stratejik Konum

Hindistan: Güney Asya’da geniş bir coğrafyaya sahip, Hint Okyanusu’na kıyısı var. Stratejik olarak Çin, Pakistan ve diğer komşularla sınır paylaşımı, hem avantaj hem de güvenlik riski oluşturuyor.

Pakistan: Çin, Afganistan ve Hindistan ile sınırları var. Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) gibi projelerle stratejik önem kazanıyor, ancak Keşmir sorunu ve Afganistan’daki istikrarsızlık risk oluşturuyor.

Üstünlük: Hindistan, daha geniş coğrafi alanı ve deniz erişimiyle stratejik olarak daha avantajlı. Pakistan’ın, Çin’le yakınlığı ise ona bölgesel destek sağlıyor.

  • Silahlı Güç ve Savaş araçları

Askeri Personel

Hindistan: Yaklaşık 1,46 milyon aktif personel, 1,15 milyon yedek personel ve paramiliter güçlerle toplamda 3 milyonu aşan bir askeri kapasite ile dünyanın en büyük dördüncü ordusu konumundadır.

Pakistan: Yaklaşık 660 bin aktif personel, 550 bin yedek personel ve 291 bin paramiliter birim ile toplamda 1,5 milyon personel askeri personele sahip.

Üstünlük: Hindistan, sayısal olarak çok daha büyük bir askeri güce sahip.

Savunma Bütçesi

Hindistan: 2025’te savunma bütçesi yaklaşık 79-86 milyar dolar olarak açıklandı. Bu, modernizasyon ve yerli üretim kapasitesini artırıyor.

Pakistan: Savunma bütçesi yaklaşık 7,6-10,2 milyar dolar. Daha sınırlı kaynaklar, Çin’den gelen destekle dengeleniyor.

Üstünlük: Hindistan, çok daha büyük bir bütçeyle teknolojik ve sayısal üstünlük sağlıyor.

Kara Kuvvetleri

Hindistan: 4 bin 201 ana muharebe tankı, 11. Bin 225 top/obüs/roketsatar, 7 bin 74 zırhlı araç. T-90 Bhishma tankları ve yerli Arjun tankları dikkat çekiyor.

Pakistan: 2 bin 627 ana muharebe tankı, 4 bin 619 top/obüs/roketsatar, 6 bin 137 zırhlı araç. Al-Khalid tankları ve Çin destekli zırhlı araçlar öne çıkıyor.

Üstünlük: Hindistan, tank ve zırhlı araç sayısında açık ara önde. Ancak Pakistan’ın daha çevik ve disiplinli bir ordusu var.

Hava Kuvvetleri

Hindistan: Yaklaşık 2 bin 80 hava aracı, Rafale, Su-30 MKI, Tejas gibi modern savaş uçakları ve geniş bir helikopter filosu (yaklaşık 600) bulunuyor.

Pakistan: 812 hava aracı, JF-17 Thunder, F-16, Mirage III/V uçakları ve 322 helikopter. Bayraktar TB2 ve Wing Loong II gibi SİHA’lar öne çıkıyor.

Üstünlük: Hindistan, filo büyüklüğü ve çeşitliliğiyle üstün. Pakistan, modern radarlar (PL-15 füzeleri, Erieye AEW&C) ve ağ merkezli savaş kabiliyetiyle taktik avantaj sağlıyor.

Deniz Kuvvetleri

Hindistan: 2 uçak gemisi, 18 denizaltı, 13 destroyer, 14 fırkateyn, 18 korvet. Güçlü bir okyanus donanmasına sahip.

Pakistan: 8 denizaltı, 9 fırkateyn, 9 korvet, 3 mayın gemisi. Daha küçük bir kıyı odaklı donanma.

Üstünlük: Hindistan, deniz gücünde açık ara önde.

Nükleer Kapasite

Hindistan: Yaklaşık 130-164 nükleer savaş başlığı, Agni-5 gibi 5 bin km menzilli balistik füzeler.

Pakistan: Yaklaşık 165-170 nükleer savaş başlığı, Hatf ve Hatf-4 füzeleri (300-750 km menzil). Taktik nükleer silahlara odaklanıyor.

Üstünlük: Pakistan, nükleer başlık sayısında ve taktik nükleer silah doktrininde hafif bir avantaj sağlıyor. Ancak Hindistan’ın uzun menzilli füzeleri stratejik üstünlük sunuyor.

Askeri İttifaklar ve Teknoloji

Hindistan: ABD, İsrail, Fransa, Rusya gibi ülkeler ile yüksek teknolojili işbirliklerine sahip. Yerli üretim (Tejas, Arjun, BrahMos füzeleri) kapasitesini artırıyor.

Pakistan: Çin’le yakın stratejik ortaklık, Türkiye’den Kaan uçağı gibi projelerde işbirliği yapıyor. JF-17 gibi ortak yapım uçaklar öne çıkıyor.

Üstünlük: Hindistan, daha geniş ittifak ağı ve yerli üretim kapasitesiyle önde. Pakistan, Çin desteğiyle hızlı entegrasyon sağlıyor.

Askeri Üstünlük Özeti

Hindistan, konvansiyonel askeri güçte (personel, bütçe, ekipman) açık ara üstün. Pakistan, nükleer caydırıcılık, asimetrik savaş taktikleri ve disiplinli ordusuyla denge kurmaya çalışıyor.

  • Ekonomi ve Ekonomik Göstergeler

GSMH (Nominal)

Hindistan: 3,94 trilyon USD (2025 tahmini). Dünyanın en büyük 5. ekonomisi.

Pakistan: 338 milyar USD. Daha küçük bir ekonomi, dış borç ve enflasyon baskısı altında.

Üstünlük: Hindistan, çok daha büyük bir ekonomi.

Kişi Başı Milli Gelir (Nominal)

Hindistan: Yaklaşık 2.700 USD. Orta gelirli bir ülke.

Pakistan: Yaklaşık 1.300 USD. Daha düşük gelir seviyesi.

Üstünlük: Hindistan, kişi başı gelirde önde.

Büyüme Oranı

Hindistan: 2024-2025 için %6-7 büyüme tahmini. Hizmet sektörü, teknoloji ve imalat güçlü.

Pakistan: %3-4 büyüme tahmini. Enerji krizi ve siyasi istikrarsızlık büyümeyi sınırlıyor.

Üstünlük: Hindistan, daha hızlı büyüyor.

İhracat ve İthalat

Hindistan: İhracat (2024): ~670 milyar USD, ithalat: ~850 milyar USD. Başlıca ihracat: yazılım, petrol ürünleri, mücevher, tekstil.

Pakistan: İhracat: ~31 milyar USD, ithalat: ~60 milyar USD. Başlıca ihracat: tekstil, pirinç, deri ürünleri.

Üstünlük: Hindistan, ihracat hacmi ve çeşitliliğinde üstün.

Dış Borç

Hindistan: Dış borç/GSMH oranı ~%20. Yönetilebilir seviyede.

Pakistan: Dış borç/GSMH oranı ~%40. Borç yükü ekonomik risk oluşturuyor.

Üstünlük: Hindistan, daha düşük borç oranıyla avantajlı.

Enflasyon ve İşsizlik

Hindistan: Enflasyon ~%5, işsizlik ~%7. İstikrarlı bir ekonomik yapı.

Pakistan: Enflasyon ~%10-12, işsizlik ~%5-6. Yüksek enflasyon ekonomik istikrarı tehdit ediyor.

Üstünlük: Hindistan, enflasyon kontrolünde daha başarılı.

Ekonomik Üstünlük Özeti

Hindistan, GSMH, büyüme oranı, ihracat ve borç yönetimi gibi neredeyse tüm ekonomik göstergelerde Pakistan’dan üstün. Pakistan, tekstil gibi belirli sektörlerde rekabetçi, ancak genel ekonomik kapasite sınırlı.

  • Üretim Kapasitesi

Sanayi ve İmalat

Hindistan: Otomotiv, ilaç, elektronik, savunma sanayi ve tekstilde güçlü. Yerli savunma üretimi (BrahMos, Tejas) dikkat çekiyor. Yıllık çelik üretimi ~120 milyon ton, ilaç ihracatı ~25 milyar USD.

Pakistan: Tekstil (dünya pamuk üretiminin %10’u), çimento ve tarım ürünleri öne çıkıyor. Savunma sanayi (JF-17, Al-Khalid tankı) Çin desteğiyle gelişiyor, ancak genel imalat kapasitesi sınırlı.

Üstünlük: Hindistan, çeşitlilik ve hacim açısından üstün.

Teknoloji ve Yazılım

Hindistan: Dünyanın en büyük IT hizmet ihracatçılarından (yazılım ihracatı ~200 milyar USD). Bangalore, teknoloji merkezi.

Pakistan: Bilişim sektörü gelişiyor, ancak Hindistan’a kıyasla küçük ölçekli (yazılım ihracatı ~3 milyar USD).

Üstünlük: Hindistan, teknoloji ve yazılımda açık ara önde.

Tarım

Hindistan: Dünyanın en büyük tarım üreticilerinden. Pirinç, buğday, süt üretiminde lider. Tarım, GSYİH’nin %15’ini oluşturuyor.

Pakistan: Pirinç, pamuk ve buğdayda güçlü, ancak tarım altyapısı sınırlı. Tarım, GSYİH’nin %20’sini oluşturuyor.

Üstünlük: Hindistan, tarım hacminde önde; Pakistan, tarıma bağımlılıkta daha yüksek.

Enerji

Hindistan: Elektrik üretimi ~1.600 TWh, yenilenebilir enerjiye yatırım artıyor (güneş, rüzgar). Nükleer enerji kapasitesi ~7 GW.

Pakistan: Elektrik üretimi ~140 TWh, enerji krizi devam ediyor. Nükleer enerji kapasitesi ~3 GW.

Üstünlük: Hindistan, enerji üretiminde çok önde.

Üretim Kapasitesi Özeti

Hindistan, sanayi, teknoloji, tarım ve enerji üretiminde Pakistan’a kıyasla çok daha büyük bir kapasiteye sahip. Pakistan, tekstil ve bazı savunma ürünlerinde rekabetçi, ancak genel ölçekte geride.

Olası bir savaşta hangi ülke üstünlük kazanabilir, konusuna gelirsek; iki ülke arasında tam kapasiteli olası bir savaşın kazananı olmayacağı gibi, küresel bazda telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. Olası bir savaş hem iki ülke açısından hem de bölgesel açıdan oldukça yıkıcı sonuçlara neden olabilir.

Bundan dolayı iki ülke de birbirlerine yönelik saldırılarda kontrolü elden bırakmamaya gayret ederken, küresel aktörler de işi şansa bırakmamakta kararlılar…

Hindistan-Pakistan Savaşının Merkezinde Yer Alan Keşmir Halkının Etnik Kimliği Nedir, Hangi Devlet Daha Güçlü?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Erciş Haberleri