Almanya’da kamuoyunda “turbo vatandaşlık” olarak bilinen ve üç yılda vatandaşlık imkânı tanıyan uygulama, Federal Meclis’te alınan kararla yürürlükten kaldırıldı. Yaklaşık 15 aydır yürürlükte olan bu düzenleme, vatandaşlık sürecinin hızlandırılmasına dair en tartışmalı reformlardan biriydi.
SPD, Yeşiller ve FDP’den oluşan önceki koalisyon hükümeti, Almanya’da vatandaşlığa başvuru süresini sekiz yıldan beş yıla indirmiş, entegrasyonda özel başarı gösterenler için bu süreyi üç yıla kadar düşürmüştü. Bu üç yıllık süreç kamuoyunda “turbo vatandaşlık” olarak adlandırılmıştı. Aynı reform çifte vatandaşlığa da izin vermişti. Mecliste alınan son kararla sadece turbo vatandaşlık kaldırıldı; diğer reformlar yürürlükte kalmaya devam edecek.
DW Türkçe‘nin haberinde, Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU), turbo vatandaşlığa en güçlü muhalefeti yapan taraflardan biriydi. CDU, vatandaşlığın entegrasyon sürecinin sonunda kazanılması gereken bir hak olduğunu savunuyordu. İçişleri Bakanı Aleksander Dobrindt, Meclis’te yaptığı konuşmada “Alman pasaportu, başarılı entegrasyonun bir ödülüdür, yasadışı göçü teşvik aracı değildir” dedi.
Sembolik etki, sınırlı başvuru
Tartışmalara rağmen turbo vatandaşlık uygulamasının pratik etkisi sınırlı kaldı. 2023’te Alman vatandaşlığına başvurular 292 bin ile rekor seviyeye ulaşırken, turbo vatandaşlık başvurularının toplamın yüzde 1’inden az olduğu tahmin ediliyor.
Yeşiller ve Sol Parti’den eleştiri
Karara Yeşiller ve Sol Parti’den sert tepki geldi. Yeşiller Milletvekili Filiz Polat, adımı “geri adım” olarak nitelendirerek hem entegrasyona hem de ekonomiye zarar vereceğini belirtti. Yeşiller Eş Başkanı Felix Banaszak ise “Bu dönemde tüm güçlere ihtiyaç varken verilen yanlış bir sinyaldir” dedi.
Sol Parti’li Clara Bünger ise başvurusu hâlâ değerlendirme sürecinde olan kişiler için geçiş düzenlemesi yapılmamasını eleştirerek çok sayıda kişinin mağdur olacağı uyarısında bulundu.
Uzmanlardan uyarı: Nitelikli göç zarar görebilir
Göç araştırmacısı Herbert Brücker, turbo vatandaşlığın kaldırılmasının Almanya’nın yüksek nitelikli iş gücü için cazibesini azaltacağını ifade etti. Kiliseye bağlı yardım kuruluşu Diakonie de düzenlemeyi “kaçırılmış bir fırsat” olarak değerlendirdi.
