Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan kentte görev yapan basın emekçileri ile bir araya geldiği toplantıda kayyımın atandığı 15 Şubat 2025 tarihinden bu yana Van’da yaratılan tahribatlara değindiler.
VAN HABER – Yerlerine kayyım atanan Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Neslihan Şedal ve Abdullah Zeydan Van’da bulunan basın çalışanları ile bir otelde bir araya geldi. Toplantıya basın çalışanları Serdar Altan, Zelal Tunç Kumli, Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkanı Tuncer Sağnıç ve Hukuk Komisyonundan belediye meclis üyesi Barış Oflas da katıldı. Toplantıda ilk olarak söz alan gazeteci Serdar Altan, amaçlarının eşbaşkanlar ile basın mensuplarını bir araya getirerek, kentin sorunlarını istişare etmek olduğunu dile getirdi. Altan’dan sonra ilk sözü eşbaşkan Neslihan Şedal aldı.
Şedal konuşmasında halkın yaşadığı sorunlara değinerek, irade gasplarına rağmen halkın hizmetinde olduklarını söyledi. Şedal, “Bu halkın seçilmiş temsilcileri olarak görevimizi sürdürüyoruz. Yönetimi yeniden halkın iradesiyle şekillendirdik” dedi.
‘Esas Aldığımız Yönetim Şekli, Yerel Demokrasidir’
14 Mayıs seçimleriyle elde edilen başarının, özellikle gençlerin ve kadınların özverili mücadelesiyle elde edildiğini ifade eden Şedal, “Bizim esas aldığımız yönetim biçimi; kadınların, gençlerin, engellilerin, dışlanmışların ve görünmeyen kesimlerin söz sahibi olduğu bir yerel demokrasidir. Bu anlayışı kadın özgürlükçü ve ekolojik temeller üzerine inşa ediyoruz” şeklinde konuştu. Basının bu süreçteki rolüne de dikkat çeken Şedal, “Hakikatin peşinden giden basın emekçileri bu yönetimin en güçlü söz kurucularındandır. Yaşanan toplumsal tahribatları görünür kıldığınız için size teşekkür ediyoruz” dedi.
‘Bizler de Bu Sürece Sahip Çıkacağız’
Şedal, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihli barış çağrısına da değinerek, “Yeni bir sürecin içerisindeyiz. Yüz yıldır gerçekleştirilen imha, inkâr ve asimilasyon politikalarının sonucunda artık bu aklın kendini devam ettiremeyeceği, yaşamış olduğu kriz bir barışın ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. Şu an aslında barış ihtimalinin, demokratik toplum inşası ihtimalinin en yüksek olduğu bir süreçteyiz. Halklar Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yapmış olduğu çağrı, artık dünyanın her yerinde barışının tesisinin, umudunun yeniden yükseldiği, yüreğimizde barış ihtimalinin gerçekleştirilebileceği inancını yeniden yeşermiştir. Bu inanç bütün dünyaya hâkim olmaya başlamıştır. Bizler de yerel yönetimler alanında bu sürece sahip çıkacağımızı ve bütün imkanları barışın tesisi için demokratik toplumun inşası için seferber edeceğimizi hep ifade ettik, buradan bir kere daha ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Toplumun farklı kesimlerinin dışlandığı baskıcı politikalara karşı demokratik ulus perspektifiyle alternatif bir yönetim modelini hayata geçirdiklerini söyleyen Şedal, “Bu kentte demokrasiyi yerelden güçlendirme çabamız sürecek” dedi.
Abdullah Zeydan: Kayyum halkın iradesini yok saymaktır, bu mücadeleyi sürdüreceğiz
Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Abdullah Zeydan ise, kayyum uygulamalarını sert sözlerle eleştirdi. Zeydan, halkın 2024 seçimlerinde açık bir irade ortaya koyduğunu hatırlatarak, “14 belediyenin 14’ünü de halkın oylarıyla kazandık. Ancak buna rağmen irademiz yine gasp edildi” dedi. Toplumcu, katılımcı ve şeffaf belediyecilik anlayışını esas aldıklarını belirten Zeydan, “Kentteki her kesimle birlikte karar alıyor, birlikte yürütüyoruz. Basın da bu sürecin önemli bir parçasıdır. Doğruları halka ulaştırmakta gösterdiğiniz emek kutsaldır” ifadelerini kullandı.
Kayyum döneminde yürütülen politikaları “halk düşmanı” olarak niteleyen Zeydan, özellikle kadın kurumlarının, gençlik destek programlarının, çok dilli hizmetlerin ve ulaşım projelerinin iptal edildiğini belirtti. “Kayyum, halkın kaynaklarını başka kurumlara peşkeş çekme pratiğidir. Kentin kimliği, kültürü, tarihi hedef alınıyor” dedi. Halkın iradesinin yok sayılmasına tepki gösteren Zeydan, “Bu bir saygısızlıktır. Elde ettiğimiz başarı kadınların, gençlerin, bu halkın başarısıdır. Şimdi bu başarı cezalandırılıyor” diye konuştu.
‘Kadın Kazanımlarının Yok Edilmesi Ciddi Bir Rahatsızlık Yarattı’
Özellikle kadın kazanımlarının tasfiye edilmesinin halkta ciddi bir rahatsızlık yarattığını belirten Zeydan, “Kadın sığınma evleri, üretim alanları, sosyal destek programları kapatıldı. Halkımız bu uygulamalara tepkili çünkü hizmet değil, baskı dayatılıyor” dedi.
‘Bu Sürecin Sonuna Kadar Destekçileriyiz’
Zeydan da Abdullah Öcalan’ın barış çağrısına değinerek, “Yıllardır barış mücadelesi veren Kürt halkı, Türkiye’deki barış yanlıları ve neredeyse Türkiye halklarının tamamı, bu çağrıya destek oldu. Çünkü savaşın herkese kaybettirdiğini, bu kırk yıllık süreç bizlere gösterdi. Bizler de bu sürecin sonuna kadar destekçisiyiz, yanındayız. Bu sürecin herkese kazandıracağına inanıyoruz. Sayın Abdullah Öcalan’ın kendi hareketine bir çağrısı oldu. Hareketi de bu çağrıyı olumlu karşılayarak kongresini topladı ve silahların devre dışı bırakıldığını açıkladı. Bu tarihi bir dönüm noktasıydı. Aynı şekilde Türkiye’de Kürtler ve barış yanlıları, özellikle 8 Mart’ta ve 21 Mart’ta alanlarda bu çağrıya dört elle sarıldığını milyonlar alanlara akarak gösterdi. Ortadoğu bir ateş çemberi içerisindeyken hükümetin de bu tarihi çağrıyı, bu tarihi fırsatı olumlu bir şekilde ve gereken adımları atması gerekiyor” diye ifade etti.
‘Bizlere de Sorumluluk Düşmektedir’
Demokratik toplum inşasında kendilerine de büyük sorumluluk düştüğünü sözlerine ekleyen Abdullah Zeydan, “Yerel yönetimler boyutunda, yerel demokrasinin güçleneceği, kadın özgürlüğünün, birey ve toplum özgürlüğünün inşa edileceği süreçler, toplum demokratikleşirken devletin aynı zamanda demokratikleşebileceğinin de farkındayız. Dolayısıyla bugün yaşanan başta zindanlardaki hak ihlalleri, haksız hukuksuz bir şekilde zindanlarda tutulan arkadaşlarımız, bununla birlikte topluma, kadına, gençliğe yönelik saldırılar, irade gaspları özellikle Kürt illerindeki kayyım gaspları ve Türkiye’nin batısına da sıçrayan siyasetçilerin tutuklanması demokratik inşa sürecinde ortadan kalkacağına inanıyoruz. İktidarıyla, muhalefetiyle herkesin bu süreci sahiplenmesi ve barışın tesisi konusunda emek sarf etmesi gerekiyor” diye belirtti.