Van ÇEVDER İsrail’in, İran’a dönük gerçekleştirdiği saldırı sonrasında nükleer tesislerin hedef alınması sonrasında başta Van olmak üzere tüm çevre yerleşim yerlerinin büyük bir risk altında olduğuna dikkat çekerek duyarlılık çağrısında bulundu.
VAN HABER – Van Çevre, Tarihi Eserleri Koruma ve Geliştirme Derneği (ÇEVDER) Yönetim Kurulu, İsrail saldırısı sonrasında İran’ın Natanz nükleer tesisindeki gelişmeleri endişeyle takip ettiklerini belirterek, olası bir nükleer sızıntının bölge ve özellikle Van için ciddi riskler taşıdığına dikkat çekti. ÇEVDER, uluslararası toplumu ve bölge ülkelerini çevresel ve insani felaketlerin önlenmesi için acil eyleme geçmeye çağırdı.
ÇEVDER’den yapılan yazılı açıklamada, nükleer tesislerde yaşanabilecek sıkıntıların bölgesel etkilerinin de altı çizildi.
‘Radyasyon Rüzgar ve Su Aracılığı ile Yayılabilir’
Açıklamada, “Çernobil ve Fukuşima gibi nükleer felaketler, sınır tanımayan çevresel ve insani yıkımların en acı örnekleridir. Radyasyon, rüzgar ve su akıntılarıyla çok geniş alanlara yayılabilir, ekosistemleri ve insan sağlığını onarılamaz şekilde etkileyebilir. Bu tür felaketler, sadece olay yerini değil, komşu ülkeleri ve hatta kıtaları bile tehdit edebilir” ifadelerine yer verildi.
‘Van Tehdit Altında’
ÇEVDER, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA)’nın şu an için Natanz çevresinde radyasyon artışı olmadığını bildirse de, durumun yakından takip edilmesi gereken bir hassasiyet taşıdığını vurguladı. Özellikle Van’ın İran sınırına olan konumu nedeniyle, beklenmedik bir radyasyon artışı durumunda birincil derecede etkilenebilecek bölgeler arasında yer aldığı belirtildi. Bu bağlamda, Van’ın radyasyon seviyelerinin düzenli olarak izlenmesinin ve herhangi bir değişikliğe karşı acil eylem planlarının hazır bulunmasının hayati öneme sahip olduğu ifade edildi.
ÇEVDER Yönetim Kurulu, nükleer sızıntı riskinin sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal etkileri olabileceğine de dikkat çekti. Bölge halkının nükleer tehdit algısının, özellikle sosyal medya platformlarındaki paylaşımlarla arttığına ve bu durumun kamuoyunda endişelere yol açtığına işaret edildi.
‘Acilen Harekete Geçilmeli’
Açıklama, “Çevresel ve insani felaketlerin önlenmesi için uluslararası toplumun ve bölge ülkelerinin acilen harekete geçmesi gerekmektedir. Şeffaf bilgilendirme, ortak denetim mekanizmaları ve kriz yönetimi planları, bu tür risklerin minimize edilmesi için elzemdir” çağrısıyla son buldu.