1. Haberler
  2. Güncel
  3. Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü: ATK Raporundaki DNA çelişkisi Meclis gündeminde!

Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü: ATK Raporundaki DNA çelişkisi Meclis gündeminde!

featured

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü, Adli Tıp Kurumu (ATK) raporlarındaki çelişkilerle birlikte Meclis gündemine taşındı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Muş Milletvekili Sümeyye Boz, hazırladığı iki ayrı önergeyle, Kabaiş’in bedeninde tespit edilen iki farklı erkek DNA’sına ilişkin bilgilerin geç ve eksik verilmesini Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a sordu ve Meclis Araştırması açılmasını talep etti.

İki Farklı Erkeğe Ait DNA Tespiti ve Rapor Çelişkisi

DEM Partili Boz’un önergelerinde, İstanbul ATK Biyoloji İhtisas Dairesi’nin hazırladığı raporlardaki dikkat çekici çelişkilere dikkat çekildi.

Buna göre:

İlk Rapor Eksikti: ATK’nın 1 Kasım 2024 tarihli ilk raporunda, Rojin Kabaiş’in bedeninden alınan örneklerde iki farklı erkeğe ait DNA tespit edildiği belirtildi. Ancak bu hayati bilginin yanı sıra, DNA örneklerinin vücudun hangi bölgelerinden alındığı bilgisine yer verilmedi.

10 Ay Sonra Gelen Düzeltme: İlk raporun üzerinden yaklaşık 10 ay geçtikten sonra, 10 Ekim 2025 tarihli ikinci bir yazıyla rapor düzeltildi. Bu düzeltmede, iki farklı erkeğe ait DNA örneklerinin, Kabaiş’in “sternal (göğüs)” ve “intra vajinal (vajina)” bölgelerinden alındığı açıklandı.

Milletvekili Sümeyye Boz, yazılı soru önergesi ve Meclis Araştırması açılması talebiyle sunduğu önergelerde, ATK raporlarındaki bu gecikmeli ve çelişkili bilgilerin, olayın aydınlatılmasını engellediği ve devleti kurumlarının zincirleme ihmalini gösterdiğini savundu.

Boz, ülkedeki kadın ölümlerinde sıkça rastlanan “intihar” kılıfı altında yürütülen cezasızlık politikasına da vurgu yaparak, Rojin Kabaiş’in ölümünün tüm yönleriyle araştırılmasını talep etti.

MA’nın haberine göre, Sümeyye Boz, Adalet Bakanı Tunç’a şu soruları yöneltti:

“* İlk raporda DNA örneklerinin alındığı bölgelerin belirtilmemesinin gerekçesi nedir?

* Bu bilgi neden 10 ay sonra dosyaya eklenmiştir?

* Bu gecikme Bakanlığınızca incelenmiş midir?

* Raporların düzenlenme sürecinde herhangi bir iç ya da dış denetim yapılmış mıdır?

* Adli Tıp Kurumu’nda kadın cinayetleri ve cinsel saldırı vakalarında toplumsal cinsiyet temelli önyargıları önleyecek bir politika mevcut mudur?”

Soru önergesinde, ATK’nın ilk raporda erkek DNA’sı bulgularını etkisizleştirirken, ikinci raporda bu örneklerin yerini açıklamasına rağmen bulguları “bulaş (kontaminasyon)” olasılığıyla gerekçelendirdiği belirtilerek, “Kurum, kendi raporunda bulaş riskinin bertaraf edildiğini belirtmesine rağmen delillerin kaynağını belirsizleştirerek şüpheli DNA örneklerini etkisiz hale getirmiştir” çelişkisine dikkat çekildi.

Meclis Araştırması Talebi

Sümeyye Boz, ayrıca Meclis Başkanlığı’na sunduğu araştırma önergesinde Rojin Kabaiş dosyasındaki zincirleme ihmalleri, “kadınların yaşam hakkı söz konusu olduğunda devlet kurumlarının sistematik sessizliği” olarak tanımladı. Önergede, “Bu vaka, yalnızca bireysel bir adli hata değil, üniversite, kolluk, savcılık ve Adli Tıp Kurumu’nun ortak ihmaliyle yürütülen yapısal bir sorun alanıdır” denildi.

Önergede, Türkiye’de kadın cinayetlerinde “intihar” söyleminin sistematik bir refleks haline geldiği, bu yaklaşımın ataerkil yargı sisteminin yapısal körlüğünü temsil ettiği vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi: “Delillerin kadın aleyhine yorumlandığı, cinsel saldırı bulgularının görmezden gelindiği bir sistem, adaletin değil, cezasızlığın yeniden üretimidir. Rojin Kabaiş dosyası, erkek egemen adalet mekanizmasının kadınlar karşısında tarafsızlığını yitirdiği, delillerin bilinçli biçimde karartıldığı bir örnektir. Adli Tıp Kurumu’nun bilimsel bağımsızlığı sorgulanmakta, kadınların yaşam hakkı sistematik biçimde ihlal edilmektedir.”

Meclis’e Çağrı: Sorumlular Hesap Vermeli

Sümeyye Boz, hem yazılı soru önergesinde hem de araştırma önergesinde, Adli Tıp Kurumu başta olmak üzere tüm sorumlu kurumların hesap vermesi, denetim mekanizmalarının işletilmesi ve kadın cinayetlerinde delil karartmalarına son verilmesi çağrısında bulunurken, cezasızlık politikalarının tespit edilmesi, ATK’nin bağımsızlığının güçlendirilmesi ve kadınların yaşam hakkını güvence altına alan adli mekanizmaların oluşturulması amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kurulması talebinde bulundu.

Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü: ATK Raporundaki DNA çelişkisi Meclis gündeminde!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir