Van’da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüyle ilgili soruşturmada, Adli Tıp Kurumu (ATK) raporunda ortaya çıkan iki farklı erkeğe ait DNA bulguları, davanın seyrini değiştirecek nitelikte.
Rojin’in babası Nizamettin Kabaiş’in de daha önce dile getirdiği bu kritik bulgu, hazırlanan ek raporda doğrulanırken, DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, söz konusu rapora ve soruşturmadaki gecikmeye sert tepki gösterdi.
ATK Raporundaki Kritik Detay: İki Erkeğe Ait DNA
21 yaşındaki Rojin Kabaiş’in cansız bedeni, kayboluşunun 18. gününde Van Gölü kıyısında bulunmuştu. Soruşturma kapsamında istenen ek ATK raporunda, genç kızın bedeninde iki farklı erkeğe ait biyolojik örnek (DNA) tespit edildiği belirtildi.
Rapora göre, bu DNA izlerinden birinin göğüs, diğerinin ise cinsel organ bölgesinde bulunması, olayın bir “cinsel saldırı” olduğu şüphesini güçlendiriyor. Ancak raporda, bu örneklerin Rojin’in cansız bedeninin bulunduğu yerden bulaşma riski de tam olarak bertaraf edilemediği, bu nedenle şüphelilere ait biyolojik örneklerle mukayese yapılması gerektiği de vurgulanıyor.
Milletvekili Sayyiğit: “Bu İhmal, Bir Suç Değil de Nedir?”
DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ve açıklamalarla hem ATK raporunun gecikmesini hem de şüphelilerin hala serbest olmasını eleştirdi.
Sayyiğit’in “Rojîn’in Adaleti İçin Öfkemiz Dinmeyecek!” başlığıyla yaptığı açıklaması şöyle:
“Rojîn Kabaiş’in şüpheli ölümü, bir yıldan fazla süredir karanlıkta bırakıldı. Yeni ortaya çıkan Adli Tıp raporu, Rojîn’in bedeninde iki erkeğe ait DNA izlerini açığa çıkardı: biri göğsünde, diğeri cinsel organında. Bu, açık bir cinsel saldırı gerçeği! Peki, bu rapor neden bir yıl boyunca gizlendi? Neden adalet, Rojîn’in ailesinin ve kadınların haykırışlarına rağmen bu kadar gecikti? Bu ihmal, bir suç değil de nedir?
Adli Tıp Kurumu’nun bu ihmali, yalnızca bir hata değil, kadın cinayetlerini ve cinsel şiddeti örtbas eden sistematik bir zihniyetin aynasıdır. Rojîn’in dosyası, Türkiye’de kadınların şüpheli ölümlerinin nasıl “görmezden gelindiğini” bir kez daha suratımıza çarpıyor. Bu, bir tesadüf değil; bu, patriyarkal düzenin ta kendisidir!
Rojîn’in babası Nizamettin’in gözyaşları, adalet arayışındaki çaresiz çığlığı, hepimizin vicdanında yankılanmalı. Savcının “önemli bulgular” dediği DNA izleri, iki şüpheliyi işaret ediyor. Peki, bu şüpheliler neden hala serbest? Neden adalet, kadınların hayatı söz konusu olduğunda bu kadar yavaş işliyor? Rojîn’in katilleri ve suç ortakları, bu ihmalkâr sistemin gölgesinde mi korunuyor?
Biz susmayacağız! Rojîn’in dosyası yeniden açılmalı, sorumlular en ağır cezayı almalı! Adli Tıp’taki ihmaller soruşturulmalı, kadın cinayetlerini örtbas eden bu kirli düzen çökertilmeli! Kadınların bedeni, hayatı ve onuru üzerinden oynanan bu oyun artık son bulsun. Rojîn için, tüm kadınlar için, sokaklarda, mahkemelerde, her yerde adalet talebimizi haykırmaya devam edeceğiz!”
Milletvekili Sayyiğit ve Kabaiş ailesi, soruşturmanın intihar ihtimali üzerinden yürütülmeye çalışıldığını, ancak yeni DNA bulgularıyla dosyanın cinayet şüphesiyle yeniden ve kapsamlı bir şekilde incelenmesi gerektiğini vurguladı.. DEM Parti, daha önce de Rojin Kabaiş’in ölümünün aydınlatılması için Meclis Araştırması komisyonu kurulmasını talep etmişti.
Çetin GÜR/VanHaber.tr